
SSSR-den 1924 senesinde ayrılırken
SSSR
gidiyoruz artık,
ver elini ver,
vedalaşalım!
Sevdik,
seviyoruz seni,
nasıl severse kurşun yaralı duvarların
Marks'ın resmini!
Mujiklerinin toprağı sevdiği kadar
sevdik
seviyoruz
seni!
Rusya!
917 tevellütlü Rusya!
Seni Kafkasya'dan
ta
Sibirya'ya

dolaşmış gibi tanıyoruz!...
Hâlâ mataralarımızın dibinde
kaynar suyu var karlı istasyonlarının!
Rusya,
Lenin'in memleketi,
gördük sende nasıl kemale ermiş
şaha kalkan kütlelerin kudreti!...
Bugün şehirlerden uzak
raylarda uyuyan,
45 kişilik boş vagonlardan,
taze kan kokusu gibi yükseldi burnumuza,
919 kızıllarının neşesi!
Sesimizde bıyık burdu inkilabın en delikanlı çağı!
Sibirya rüzgârlarıyla haykırdık:
kurşun çarmıhına sanki biz çakmışız gibi
Kolçağı!
Senin 1 Mayıslarını gördük!
Uğultularla duyduk
kocaman bir çan gibi haykıran Kızıl Meydanı!
Kızıl başlı, tunç memeli komsomolkaların,
çıplak ayaklarıyla
kafamızda fır döndürdü Karmanyolu!
Rusya,
imtihana hazırlanan bir mektepli aşkıyla,
komünizm alfabesini okuyan Rusya! Ey, kableltarih devrimizin penceresinden
herkesten önce burnunu çıkaran diyar!
Ey yalınayak
koşarak
mersedes motorlarını geçen memleket!
Biz de seninle gördük aynı yastıkta,
traktör ordularıyla dolu rüyalarını!
Seyyareden seyyareye köprü kuran
bir radyo gibi duyduk,
senin damarlarında vuran
elektrik aşkını!...
Kooperatiflerle dükkânların,
hükümet bankalarıyla hepmanların,
gırtlak gırtlağa kavgasını biliyoruz!
Ve diyoruz
sana:
Sular düşürdü seni nepekorkma fakat
kaptandır er - ka - pe!
yüzeceksin!
Ve sanma ki durdun,
yüzüyorsun!...
Rusya!
Senden ayrılırken kafamızda,
Engels'in materyalizmi gibi ölmez
hatıralar
var!
SSSR
gidiyoruz artık,
ver elini ver
vedalaşalım!...
Moskova, 1924
(Nâzım Hikmet, Şiirler 8, sayfa 210 -212)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder